EDİTÖRDEN
Doç. Dr. Tayfur TOPTAŞ
Değerli Meslektaşlarım,
Avrupa Lösemi Ağı (ELN), Avrupa Birliği tarafından kurulan, fonlanan, mevcut durumda üyelerinin araştırmaları ve destekleri ile çalışmalarını yürüten bir bilimsel araştırma ağı olarak faaliyet göstermektedir. Kronik miyeloid lösemi (KML) ile ilgili mükemmeliyete dayalı bir işbirliği geliştirmeyi hedeflemiştir. Nitekim bunu da kısa bir zamanda gerçekleştirmeyi başarmıştır.
Panelin ilk önerileri 2006 yılında Blood dergisinde yayımlanmıştır.1 Bu önerilerde imatinible ilgili deneyimlerin henüz kısıtlı olmasına rağmen, KML’li hastalarda birinci basamak tedavide tercih edilmesi, tedaviye direnç/intolerans gelişmesi durumunda imatinibin daha yüksek dozlarına çıkılması, deneysel ilaçların kullanılması ve allojeneik kök hücre transplantasyonu (allo-KİT) yapılması önerilmiştir. Bunun yanı sıra tedavi hedefleri tanımlanmıştır. Panel 2009 ve 2013 yıllarında iki güncelleme daha yapmıştır.
Son 7 yıl içinde özellikle tedavisiz remisyon (TFR), jenerik imatinibler, moleküler tanı testlerindeki iyileşmeler, buna bağlı olarak tedavi hedeflerinin yeniden belirlenmesi ihtiyacı ve KML skorlama sistemlerindeki yenilikler (KML ilişkili ölümü öngördüren EUTOS uzun dönem skoru (ELTS)) gibi nedenlerden dolayı panel, toplam altı buluşma neticesinde bir öneri güncellemesi daha yapmıştır.
Aşağıda detaylarını bulabileceğiniz üzere mevcut ELN önerilerinin en önemli başlığı olan TFR, KML’li hastalarda hem maliyetin azaltılması hem yan etkilerden korunma hem de kür sağlanması yolunda etkin bir adım olarak oldukça önemlidir. Birinci basamakta 2. kuşak tirozin kinazların (TKİ) kullanımı ile hızlı bir derin moleküler yanıt elde edilmektedir. Bununla birlikte 2. kuşak tirozin kinazlar ile elde edilen derin moleküler yanıt oranlarının imatinible benzer olduğu belirtilmiştir (~%50). Öte yandan geride bıraktığımız son 7 yıl içindeki en önemli gelişmelerden bir diğeri de jenerik imatiniblerin tüm dünyada yaygın olarak kullanılır hale gelmesidir. Bu sayede ilaç maliyetleri azaltılmış, olanakları kısıtlı hasta ve ülkeler tedaviye erişebilir hale gelmiştir. TFR’nin giderek artan önemi, 2. kuşak TKİ’lerin yüksek maliyetleri ve 2. kuşak TKİ’lerle elde edilen moleküler yanıt derinliklerinin üstünlüklerine dair belirsizlikler jenerik imatinibleri bu önerilerde ön plana çıkarmıştır. Panel, bazı hastalar hariç TFR elde etmek amacıyla ilk kullanılacak ilaç olarak jenerik imatinibleri önermektedir.
Kılavuzla2 ilgili detayları bu yazıda bulabilirsiniz.