İÇİNDEKİLER
21 Bir Olgu ile Soliter Pulmoner Nodül
Solitary Pulmonary Nodule with a Case
Uzm.Dr. Evren Canel KARAKAŞ
İstanbul Lütfiye Nuri Burat Devlet Hastanesi, İstanbul
26 Yakın Tarihte Hemorajik İnme Geçiren Olguda Gelişen Masif Pulmoner Embolinin Kateter Aracılı Trombolizisle Tedavisi
Catheter-Directed Thrombolytic Treatment of Massive Pulmonary Embolism in a Patient with Recent Hemorrhagic Stroke
Uzm.Dr. Serhat EROL*, Uzm.Dr. Evren ÖZÇINAR**, Uzm.Dr. Kutay VURGUN***, Doç.Dr. Aydın ÇİLEKDAĞ*, Prof.Dr. Akın KAYA*
* Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi Göğüs Hastalıkları Ana Bilim Dalı, Ankara
** Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi Kalp ve Damar Cerrahisi Ana Bilim Dalı, Ankara
*** Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi Kardiyoloji Ana Bilim Dalı, Ankara
31 Endobronşiyal Metastaz ile Başvuran Germ Hücreli Tümör Olgusu
Patient with Germ Cell Tumor and Endobronchial Metastasis
Uzm.Dr. Serhat EROL*, Uzm.Dr. Orhan AKKAYA**, Prof.Dr. Akın KAYA*
* Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi Göğüs Hastalıkları Ana Bilim Dalı, Ankara
** Tarsus Devlet Hastanesi Göğüs Hastalıkları Bölümü, Tarsus
34 Kaviter Akciğer Hastalığının Nadir Bir Nedeni: Özofagoplevral Fistüllü Olgu
A Rare Cause of Cavitary Lung Disease: Esophagopleural Fistula Case
Yrd.Doç.Dr. Hüseyin ARPAĞ
Batman Medicalpark Hastanesi Göğüs Hastalıkları Kliniği, Batman
40 Akciğer Kanserini Taklit Eden İnvazif Sellüler Schwannoma Olgusu
Invasive Cellular Schwannoma Mimicking Lung Cancer: A Case Report
Uzm.Dr. Halil İbrahim YAKAR*, Uzm.Dr. Serkan GÜNGÖR**,
Uzm.Dr. Zuhal KUŞ SİLAV***, Prof.Dr. Hatice SINAV USLU**, Prof.Dr. Erkan CEYLAN*
* İstanbul Medeniyet Üniversitesi Tıp Fakültesi Göğüs Hastalıkları Ana Bilim Dalı, İstanbul
** İstanbul Medeniyet Üniversitesi Tıp Fakültesi Nükleer Tıp Ana Bilim Dalı, İstanbul
*** Haydarpaşa Eğitim ve Araştırma Hastanesi Patoloji Kliniği, İstanbul
DetayİÇİNDEKİLER
1 İnfektif Endokardit Tanılı Hastada Pulmoner Tutulum
Pulmonary Ingestion in Patient with Infective Endocarditis
Uzm.Dr. Gamze ÇAVUŞOĞLU
Ankara Etimesgut Şehit Sait Ertürk Devlet Hastanesi Göğüs Hastalıkları Kliniği, Ankara
5 Nadir Bir Öksürük Nedeni: Hamman Sendromu
An Unusual Cause of Cough: Hamman’s Syndrome
Uzm.Dr. Mehmet ÜNLÜ
Özel Medikent Hastanesi Lüleburgaz, Kırklareli
10 Göğüs Duvarı Tüberkülozu
Chest Wall Tuberculosis
Yrd.Doç.Dr. Muzaffer SARIAYDIN
Özel Avcılar Anadolu Hastanesi Göğüs Hastalıkları Kliniği, İstanbul
13 Akciğerde Kitleyi Taklit Eden Tüberküloz Olgusu: Unutulmaması Gereken Eski Bir Düşman
A Case of Tuberculosis Imitating Mass in the Lung: An Old Enemy That Must Not Be Forgotten
Uzm.Dr. Pınar MUTLU, Prof.Dr. N. Arzu MİRİCİ, Dr. Şahinur Aycan ALKAN
Onsekiz Mart Üniversitesi Tıp Fakültesi Göğüs Hastalıkları Ana Bilim Dalı, Çanakkale
17 Astım-KOAH Overlap
Asthma-COPD Overlap
Uzm.Dr. Murat CİRİT
Buca Seyfi Demirsoy Devlet Hastanesi Göğüs Hastalıkları Kliniği, İzmir
DetayPremenopozal Osteoporoz
EDİTÖR Prof.Dr. Şansın TÜZÜN
KONUK YAZAR Prof.Dr. Dilşad SİNDEL
Osteoviva Kemik Koruma Bülteni Cilt:4 Sayı:3 Ocak 2019
Premenopozal Osteoporoz klinik pratikte gerek tanı gerekse tedavisinde en çok zorlanılan hasta gruplarından birisini oluşturmaktadır. Çünkü bu alandaki tüm tanısal testler ve anti-osteoporotik tedaviler postmenopozal kadınlara yöneliktir. Bu durum da kemik dansitometresinin yanlış değerlendirilmesi başta olmak üzere, özellikle sekonder bir nedenin bulunamadığı olguları ortada bırakmakta ya da yıllarca gereksiz ilaç tedavilerinin uygulanmasına neden olmaktadır.
Bu sayımızda premenopozal osteoporozu ele alarak klinik pratiğinizde yararlı olacak güncel bilgileri, İstanbul Üniversitesi İstanbul Tıp Fakültesi Fiziksel Tıp ve Rehabilitasyon Ana Bilim Dalı Öğretim Üyesi Prof.Dr. Dilşad Sindel’in katkılarıyla derledik.
DetayTiroid Hastalıkları ve Osteoporoz
EDİTÖR Prof.Dr. Şansın TÜZÜN
KONUK YAZAR Dr. Manju CHANDRAN
Osteoviva Kemik Koruma Bülteni Cilt:4 Sayı:2 Ekim 2018
Tiroid hastalıkları ülkemizde ortalama %30 gibi oldukça yüksek bir oranda görülüyor; diğer bir deyişle, her üç kişiden birinde tiroid problemi var! Tiroid hastalıkları gibi kadınları seven osteoporoz ise dört kadının birinde görülüyor. Bu ülkede hekimlik yaparken sık karşılaştığımız bir problem olan tiroid hastalıkları ile kemik sağlığı, osteoporoz ve buna bağlı kırıkların ilişkisi konusunda bir bilgi eksikliği olduğu açık.
Tiroid hormonunun iskeletin büyüme vegelişmesi sırasında çok önemli bir rolü olduğu iyi bilinmekle birlikte, erişkin kemikteki etkileri konusundaki çalışmalar yetersiz. Tiroid hastalıkları başlığı altında hipertiroidi, hipotiroidi, subklinik hiper ve hipotirodi ve TSH’ı baskılamak için verilen T4 hormonunun iyatrojenik olarak osteoporoz ve kırıklar üzerindeki etkilerini irdelemek ve bu konudaki güncel literatürü gözden geçirmek amacıyla bu sayımızı tiroid hastalıkları ve kemik sağlığına ayırdık.
DetayEnflamatuvar Romatizmal Hastalıklar ve Osteoporoz
EDİTÖR Prof.Dr. Şansın TÜZÜN
KONUK YAZAR Doç.Dr. Radmila MATİJEVİC
Osteoviva Kemik Koruma Bülteni Cilt:4 Sayı:1 Nisan 2018
Enflamatuvar romatizmal hastalıkların prototipi olan Romatoid Artrit osteoporoza neden olan hastalıkların başında geliyor. Ülkemizde %1 görülme oranı ile oldukça sık rastlanan bir hastalık olan romatoid artitin osteoporoz ve kırıklara neden olması kortikosteroid kullanımından bağımsız faktörlerle de ilişkili; dolayısı ile romatoid artrit tek başına kırık riskini arttıran bir faktör olarak dikkati çekiyor!
Bu sayımızda enflamatuvar romatizmal hastalıklarda görülen osteoporoz konusunu tartışmak için Uluslararası Osteoporoz Vakfı’ndan (IOF) çalışma arkadaşım Sırbistan Novi Sad Üniversitesi Tıp Fakültesi’nden Romatolog Doç.Dr. Radmila Matijevic’i konuk etmekten mutluluk duyuyorum.
DetayYaşlanan Dünyanın Güncel Sorunu ''Düşmeler ve Kırıklar''
EDİTÖR Prof.Dr. Şansın TÜZÜN
KONUK YAZAR Prof.Dr. Yeşim GÖKÇE KUTSAL
Osteoviva Kemik Koruma Bülteni Cilt:3 Sayı:2 Aralık 2017
Dünya nüfusu yaşlanıyor ve yaşlıların sorunları giderek daha fazla önem kazanıyor. Genç bir ülke olarak bilinen Türkiye’de ortalama yaşam süresi kadınlarda 80, erkeklerde 75 olarak belirlendi. Yaşları 65’in üzerinde olan nüfusumuz 2030’da ülke nüfusunun onda birinden fazlasını oluşturacak ve toplam nüfusun artış hızının beş katı hızla artacaktır. Doğal olarak yaşlının en büyük sorunu düşmeler ve buna bağlı kırıklar öncelikli konumuz haline geldi. Bu sayımızda branşımızda geriatri alanında değerli çalışmaları bulunan hocamız Prof.Dr. Yeşim Gökçe Kutsal’ı konuk ederek “Düşmeler ve Kırıklar” konusunda bir değerlendirme ve güncelleme yapmak istedik.
DetayOsteoporotik Kalça Kırıkları
EDİTÖR Prof.Dr. Şansın TÜZÜN
KONUK YAZAR Prof.Dr. İ. Remzi TÖZÜN
Osteoviva Kemik Koruma Bülteni Cilt:3 Sayı:1 Eylül 2017
Tüm dünyada olduğu gibi ülkemizde de osteoporoz ve ona bağlı kırıklar gün geçtikçe artıyor. Osteoporotik kırıklar en sık omurga, el bileği ve kalçada görülür. Radyografik görüntüleme ile yapılmış çalışmalarda tüm vertebral deformitelerin insidansı; kalça kırıklarının yaklaşık 3 katıdır ve vertebra kırıklarının yalnızca 1/3’ü teşhis edilebilmektedir. Bu kırıklar arasında kalça kırıkları %30’lara varabilen mortalite oranı, kırık sonrası morbiditeler ve yatağa bağlı kalma nedeniyle en fazla sosyoekonomik yük getiren kırıklar olarak dikkati çekmektedir. Ülkemizde ortalama ömür süresinin uzaması, 70 yaşından sonra görülme sıklığı dramatik olarak artan kalça kırıklarını daha önemli bir sağlık problemi haline getirmiştir. Kalça kırıklarının tedavisi cerrahi olduğundan gerek operasyonun planlanması gerekse anti-osteoporotik tedavilerin uygulanma süreci ortopedi ve travmatoloji uzmanları tarafından yönetilmektedir. Ancak osteoporoz tedavisi ve kırık iyileşmesi arasında kemik mikro-çevresindeki olumlu ya da olumsuz olabilecek etkileşimler, kırıklı hastaların tedavisinde bazen gereksiz gecikmelere neden olabilmektedir.
Konuya açıklık getirmek amacıyla bu sayımızda kendisi ile pek çok projede beraber çalışma fırsatını bulduğum değerli hocam Prof.Dr. Remzi Tözün’ü konuk etmekten onur duyuyorum.
DetayKemik ve Glukoz Metabolizmasının Mutsuz Evliliği: DİYABETOPOROZ
EDİTÖR Prof.Dr. Şansın TÜZÜN
KONUK YAZAR Prof.Dr. Dilek GOGAS YAVUZ
Osteoviva Kemik Koruma Bülteni Cilt:2 Sayı:3 Aralık 2016
Son yıllarda diyabet ve osteoporoz birlikteliği “Diyabetoporoz” olarak adlandırılmakta ve bu başlık altındaki yayınlar ve araştırmalar giderek yoğunluk kazanmaktadır. Bu terimi ilk kez Uluslararası Osteoporoz Vakfı (IOF) Diyabet ve Kemik Çalışma Grubu’ndan Prof. Dr. Serge Ferrari ortaya atmış ve büyük bir ilgiyle karşılanmıştır. Glukoz, yağ ve kemik metabolizması arasındaki karmaşık ilişki kırık riskinin artması ile sonuçlanmaktadır. Yakın zamana kadar osteoporoz ve ona bağlı kırıkların daha çok tip 1 diyabet ile ilişkili olduğu düşünülürdü. Ancak günlük klinik pratiğimizde sık gördüğümüz bir hasta profili, aslında tip 2 diyabetin de kemikler için tehdit oluşturduğu gerçeğini ortaya çıkardı. Bu hasta profili şöyleydi: Orta yaşlı, obez, kronik tip 2 diyabeti olan, kemik yoğunluğu ölçümlerine göre osteoporozu olmayan ancak düşük enerjili travmaya bağlı kırık geçiren hastalar. Bu hastaların gerek beden kitle indekslerinin, gerekse kemik yoğunluğu ölçümlerinin yüksek olması nedeni ile kırık risklerinin düşük olduğu sanılsa da hasta karşımıza bir frajilite kırığı ile gelebiliyordu. Metabolik sendroma bağlı obezite ve glukoz metabolizmasında bozukluk ve bunların kemik metabolizmasını olumsuz etkilemesi nedeniyle tip 2 diyabette de artmış kırıkların varlığı bu konudaki araştırmalara hız kazandırdı. Konuyu daha ayrıntılı ele almak için IOF’de birlikte çalıştığım değerli arkadaşım, Marmara Üni ver sitesi Tıp Fakültesi Endokrinoloji ve Metabolizma Bilim Dalı Öğretim Üyesi Prof.Dr. Dilek Gogas Yavuz’u bu konudaki yorumlarını almak üzere konuk etmekten mutluluk duyuyorum.
DetayDiş Hekimlerinin ve Osteoporozla Uğraşanların Buluşma Noktası:
''Çene Osteonekrozu''
EDİTÖR Prof.Dr. Şansın TÜZÜN
KONUK YAZAR Prof.Dr. Özen Doğan ONUR
Osteoviva Kemik Koruma Bülteni Cilt:2 Sayı:2 Eylül 2016
Bifosfonat kullanan hastalarda Çene Osteonekrozu’ nun ilk kez 2003 yılında bildirilmesi ile osteoporoz tedavisinde ağız ve diş sağlığının önemi ortaya çıktı. Son yıllarda yalnızca bifosfonatlar ile değil, bir diğer antirezorptif ajan olan denosumab kullanımı ile de görülmesiyle artık “İlaca Bağlı Çene Osteonekrozu” terimi kullanılmaya başlandı.* Multidisipliner olarak yaklaşılması gereken bir konu olan osteoporoz tedavisi ve çene osteonekrozları konusundaki bilgi birikiminin yeterli olduğu söylenemez. Bu sayımızda özellikle biz fiziatristlerin klinik pratiğinde oldukça sık reçete edilen osteoporoz ilaçları ve çene kemiği osteonekrozu ilişkisini ele alarak konuya güncel bir bakış açısı getirmek istedik. Bu vesile ile çene osteonekrozları konusunda oldukça engin bir deneyimi ve olgu serisi olan İstanbul Üniversitesi Diş Hekimliği Fakültesi Ağız Diş Çene Hastalıkları ve Cerrahisi Ana Bilim Dalı Öğre tim Üyesi Prof.Dr. Özen Doğan Onur’u konuk etmekten mutluluk duyuyoruz.
DetayKırık tahmin gücünü arttıran yepyeni bir parametre:
Trabeküler Kemik Skoru (TBS)
EDİTÖR Prof.Dr. Şansın TÜZÜN
KONUK YAZAR Prof.Dr. Didier HANS
Osteoviva Kemik Koruma Bülteni Cilt:2 Sayı:1 Mayıs 2016
Osteoporotik kırık riskini en doğru şekilde belirlemek için arayışlar sürüyor. Frajilite kırıklarının %50’den fazlasının henüz osteoporoz sınırına gelmemiş düşük kemik yoğunluğu olanlarda görüldüğü anlaşıldığından beri kırık riskini daha iyi tahmin eden parametreler üzerinde çalışılıyor. Kemik yoğunluğu ve FRAX’ın kırık tahmin gücünü artıran yepyeni bir parametre olan trabeküler kemik skoru (Trabecular Bone Score) ise kırık riskinde trabeküler kemik kalitesinin etkisini ortaya koyuyor. Ülkemizde henüz kullanılmayan ancak Cerrahpaşa Tıp Fakültesi’nde pilot olarak başlattığımız trabeküler kemik skoru (TBS) uygulamasının babası sayılan Profesör Didier Hans ile Malaga’da ESCEO kongresi sırasında görüştük. Profesör Hans, İsviçre Lozan Üniversite Hastanesi’nde Kemik ve Eklem Araştırma Merkezi’nin başkanı ve kemik teknolojileri ile ilgili Medimaps Grup’un CEO’su olarak görevini sürdürüyor. Bu sayımızda, kemik görüntüleme tekniklerinde dünyanın sayılı uzmanları arasında bulunan arkadaşım Didier Hans’ı konuk etmekten mutluluk duyuyorum.
DetayGizemli Vertebra Kırıkları
EDİTÖR Prof.Dr. Şansın TÜZÜN
KONUK YAZAR Prof.Dr Fahri ERDOĞAN
Osteoviva Kemik Koruma Bülteni Cilt:1 Sayı:3 Aralık 2015
Bu yılın son sayısında osteoporoza bağlı kırıkları ortopedist gözüyle değerlendirmek için İstanbul Üniversitesi Cerrahpaşa Tıp Fakültesi Ortopedi ve Travmatoloji Ana Bilim Dalı Öğretim Üyesi Prof.Dr. Fahri Erdoğan’ı konuk ediyorum. Fahri Hoca, başarılı akademik hayatı ve ameliyatlarının yanı sıra, Karayibler’den Kızıldeniz’e kadar uzanan bir coğrafyada yelken, dalış hocalığı ve su altı fotoğrafçılığı gibi hobilerine de zaman ayırmasını bilen bir akademisyen ve bu yönüyle de çoğu meslektaşımıza örnek oluyor. Fahri Hoca ile yıllardır süregelen dostluğumuzun yanı sıra pek çok projede birlikte çalıştık. Kendisiyle osteoporotik kırıklar üzerinde konuştuk ve diğer kırıklara göre hala gizemini koruyan vertebral kırıklar üzerinde durduk.
DetayOsteoporozda Yüksek Riskli Hastaya Yaklaşım ve Kırık Riski Değerlendirmesi
EDİTÖR Prof.Dr. Şansın TÜZÜN
KONUK YAZAR Ülkü AKARIRMAK
Osteoviva Kemik Koruma Bülteni Cilt:1 Sayı:2 Eylül 2015
Osteoporozda yüksek kırık riskli hastaya ulaşmak ve tedavi etmek Osteoporozlu hastaya yaklaşımda ve kırıkları önleme çalışmalarında tüm dünya ülkelerinin kabul ettiği bir yaklaşım biçimidir. Ancak ülkemizde bunun tam olarak anlaşılabildiğini söylemek henüz mümkün değildir. Klinik pratikte de sıklıkla gözlemlediğimiz gibi sadece düşük kemik mineral yoğunluğu olup başka hiçbir klinik risk faktörü bulunmayan, yani oldukça düşük kırık riski olan kişiler yıllarca gereksiz tedavilere maruz kalmaktadır. Bilimsel olarak 2 yılda bir yapılması önerilen ancak ülkemizdeki geri ödeme şartları gereği yılda bir yaptırılan kemik yoğunluğu ölçümlerinin tedavi kararında tek belirleyici olması ne kadar sağlıklıdır? Bu sayımızda bu konuları irdeleyeceğiz, kırık riski değerlendirmesi ve Dünya Sağlık Örgütü’nün 2008 yılında geliştirdiği kırık aracı FRAX’ı ele alacağız.
Detayİlk Osteoporotik Kırığı Yakalamak ve İkinci Kırığı Önlemek
Capture the Fracture
EDİTÖR Prof.Dr. Şansın TÜZÜN
KONUK YAZAR Prof.Dr. Yeşim KİRAZLI
Osteoviva Kemik Koruma Bülteni Cilt:1 Sayı:1 Nisan 2015
İlk sayımızda Ege Üniversitesi Rektör Yardımcısı, Tıp Fakültesi Dekanı ve Fiziksel Tıp ve Rehabilitasyon Ana Bilim Dalı Öğretim Üyesi Prof.Dr. Yeşim Kirazlı’yı konuk ediyoruz. Yeşim Hoca ile bir süre IOF (International Osteoporosis Foundation) da birlikte çalıştık ve kendisiyle bir çok uluslararası, çok merkezli osteoartrit ve osteoporoz çalışmalarında görev aldık. Yeşim Hoca iyi bir akademisyen ve klinisyen olmasının yanı sıra Ege Üniversitesi’nde giderek artan idari görevlerini de başarı ile yürüten, bunun yanında, yüzünden hiç kaybolmayan gülümsemesi ve zarafeti ile arkadaşım olmasından gurur duyduğum bir kişidir. Bu sayımızda kendisi ile IOF’da halen önemli bir gündem oluşturan ve ülkelerin sağlık politikalarının oluşturulmasında giderek önem kazanan “İlk osteoporotik kırığı yakalamak ve ikinci kırığı önlemek” konusunda konuşacağız.
DetayEDİTÖRDEN
Nadir hastalıklar sayıca çok az kişide görülmekle beraber genellikle kronik, ilerleyici ve küratif tedavisi olmayan hastalıklardır. Nadir olmaları çoğu hastalık için o konuda yeterli bilgi ve deneyimin olmaması sonucunu doğurmakta olduğundan bu hastalıklar “yetim hastalıklar” olarak isimlendirilmektedir. Bu hastalıklara sahip kişiler ömürleri boyunca gerek tanı almakta gerekse doğru takip ve tedaviyi görmekte büyük zorluklarla karşılaşmaktadırlar. Sürekli mücadele vermek zorunda olmaları nedeniyle hastalığın kendi yükü dışında psikolojik ve sosyal açıdan da çok fazla etkilenmektedirler. Neyse ki bu tip hasta lıkların bir kısmında son yıllarda yüz güldürücü gelişmeler olmuş, yapılacak doğru uygulamalar sonucu hastaların daha kaliteli ve daha az sorunlu bir yaşama sahip olabilmeleri mümkün hale gelmiştir.
Herediter anjiyoödem 1/10.0001/50.000 civarında olan görülme sıklığı ile nadir hastalıklar sınıfına ait bir hastalıktır. Otozomal dominant bir kalıtımla ebeveynden çocuklarına aktarılan bu hastalıkta klinik belirtiler genellikle çocukluk veya adölesan yıllarında başlamakta ve değişen sıklıkta gelen ataklar şeklinde seyretmektedir. Ataklar ekstremite, yüz/başboyun şişmesi, karın ağrısı ya da larinks şişmesi şeklinde kendini gösterebilir. Hastalığın tehlikeli yanı larinks şişmesi ile hayatı tehdit etmesidir. Bu nedenle tanı gecikmesinin doğuracağı tehlike çok yüksektir. Ne yazık ki herediter anjiyoödem tanısının konabilmesi batı ülkelerinde ortalama 12 yıla ülkemizde ise 22 yıla kadar uzayabilmektedir. Tanı gecikmesinin en önemli nedenleri hekimler arasında hastalık hakkındaki tanınırlık düzeyinin düşüklüğü ve hastalık belirtilerinin diğer bazı hastalıklarla kolaylıkla karıştırılmasıdır. Boğaz şişmeleri allerjik anjiyoödem zannedilerek tedavi edilmekte, karın ağrısı atakları ise akut cerrahi aciller ile ya da özellikle ülkemizde FMF ile karıştırılabilmektedir. Oysa herediter anjiyoödemin tedavisi için son yıllarda önemli gelişmeler olmuş ve yeni takip ve tedavi araçlarıyla hastalar çok daha verimli ve kolay bir hayat yaşama şansına kavuşabilmişlerdir. Bu bakımdan hastalık farkındalığının arttırılması önemli bir zorunluluktur.
Bu özel sayıda, farklı olgu örnekleriyle herediter anjiyoödemin önemli yönlerini ve özellikle tedavideki güncel gelişmeleri tartışarak meslektaşlarımızın dikkatine sunmayı amaçladık. Değerli gayretleri için yazar arkadaşlarıma, titiz ve nazik yardımları için Medical Network Yayın İlişkileri Müdürü Sn. Jülide Pirecioğlu’na ve ayrıca destekleri için Centurion Pharma Pazarlama Müdürü Sn. Filiz Bitirgen’e sonsuz teşekkürlerimi sunarım.
Saygılarımla
Prof.Dr. Suna Büyüköztürk
Ocak 2017
DetayEDİTÖRDEN
Değerli Meslektaşlarım,
İntravenöz immünoglobulin (İVİg), tıbbın pek çok alanında çeşitli inflamatuvar ve otoimmün hastalıklarda başarı ile kullanılmaktadır. Nöroloji alanında özellikle nöromusküler hastalıklarda, multisentrik çalışmalar sonucunda tedavi kılavuzlarındayerini almıştır.
Medical Network Nöromusküler Hastalıklar Olgu Sunumları dergisinde bazı önemli nöromusküler hastalıklarda İVİg kullanımı olgular eşliğinde sunulmuştur. GuillainBarré sendromu (GBS), kronik inflamatuvar demiyelinizan polinöropati (KİDP), multifokal mo tor nöropati (MMN) ve miyastenia gravis (MG) olguları sunularak kanıta dayalı tıp çerçevesinde hem ilgili hastalık larla ilişkili güncel bilgiler sunulmuş, aynı zamanda bu hastalıklarda İVİg tedavisinin yeri tartışılmıştır. Bu bağlamda bu sayının nöroloji hekimleri için yararlı olacağına inanıyoruz.
Bu olguları hazırlayan değerli hocalarıma çok teşekkür ederim. Bu özel sayının hem siz hekimlere hem de hizmet verdiğimiz hastalarımıza faydalı olması dileklerimle herkese sağlık, mutluluk ve başarılar diliyorum.
Saygılarımla
Doç.Dr. Vildan YAYLA
Bakırköy Dr. Sadi Konuk Eğitim ve Araştırma Hastanesi
DetayEDİTÖRDEN
Değerli meslektaşlarım,
İntravenöz immünoglobulin (İVİG), tıbbın pek çok alanında çeşitli enflamatuvar ve otoimmün hastalıklarda immünomodülatör tedavi olarak başarı ile kullanılmaktadır. Yenidoğan döneminde ise İVİG belli başlı bazı durumlarda kullanılmakta olsa da, bunlar sıklıkla olgu sunumları şeklinde bildirilmektedir.
Medical Network Neonatoloji Olgu Dergisi’nde fetal hayattan başlayarak bebekte immünolojik mekanizmalar sonucunda ortaya çıkan bazı önemli hastalıklarda İVİG kullanımı, olgular eşliğinde sunulmuştur. Burada ABO, Rh ve subgrup uyuşmazlıklarına bağlı gelişen hiperbilirubinemi, neonatal otoimmün trombositopeni, neonatal hemokromatozis, Parvovirüs B19 ilişkili hidrops ve anemi ile neonatal alloimmün nötropeni tanılı olgular sunularak, bu konularla ilgili son öneriler sizlerle paylaşılmıştır. Tüm olgularda kanıta dayalı tıp çerçevesinde hem ilgili hastalıklarla ilişkili güncel bilgiler sunulmuş, aynı zamanda bu hastalıklarda İVİG tedavisinin yeri tartışılmıştır. Bu bağlamda bu sayının tüm yenidoğan hekimleri için yararlı olacağına inanıyoruz. Bu olguları hazırlayan değerli hocalarıma çok teşekkür ederim.
Bu özel sayının hem siz hekimlere hem de hizmet verdiğimiz hastalarımıza faydalı olması dileklerimle herkese güzel bir yıl, sağlık, mutluluk ve başarılar diliyorum.
Saygılarımla
Doç.Dr. Merih Çetinkaya
Kanuni Sultan Süleyman Eğitim ve Araştırma Hastanesi
Detay